Birçok köyde cuma namazı kılınmasına öteden beri izin verilmiş olduğundan, beldelerde olduğu gibi, köylerde de cuma namazı kılınagelmiştir.
Bir köylü, cuma günü bir şehre gidip cuma vaktine kadar orada durmak niyetinde bulunursa, kendisine cuma namazı farz olur. Fakat cuma vaktinden, önce şehirden çıkmaya niyet ederse, ona cuma farz olmaz. Sahih kabul edilen bir görüşe göre, cuma vaktinin girmesinden sonra şehirden çıkmaya niyet ederse, yine cuma farz olmaz.
Cuma günü zeval vaktinden sonra, cuma namazını kılmadan sefere çıkmak mekruhtur. Zeval vaktinden önce çıkmak ise mekruh değildir.

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا نُودِيَ لِلصَّلٰوةِ مِنْ يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا اِلٰى ذِكْرِ اللّٰهِ وَذَرُوا الْبَيْعَۜ ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ
Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah'ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.
Cuma Suresi 9. Ayet

Özürlü ve tutuklu olanların cuma günü şehirde öğle namazını cuma namazından önce kılmaları mekruh olduğu gibi, cuma kılındıktan sonra da cemaatle kılmaları mekruhtur. Bunların öğle namazlarını cuma namazı kıldıktan sonra kılmaları müstehabtır; çünkü o vakte kadar özürlerinin kalkabileceği umulur.
Bir kimse, cuma günü özrü bulunmadığı halde cuma namazını kılmadan öğle namazını kılacak olsa, bu namaz sahih olursa da, cuma namazını terk ettiğinden günaha girmiş olur. Fakat böyle bir kimse, daha sonra cuma namazını kılmak için daha cuma kılınmadan camiye yönelse kıldığı öğle namazı nafile yerine geçer. Cuma namazına ister yetişsin ve ister niyetinden vazgeçsin, ister geçmesin, Bu itibarla cuma namazına yetişemezse, öğle namazını yeniden kılması gerekir.
İki imam göre, gidip cuma namazına başlamadıkça, kılmış olduğu kılmış olduğu öğle namazı batıl olmaz.
Cuma için tekbir almak, yıkanmak, misvak kullanmak, ve güzel temiz elbiseler giyinmek, hoş koku sürünmek müstehabtır. Minarede ezan okununca da başka işlerle uğraşmayıp hemen camiye gidilmesi vaciptir. Cuma günü camiye erkence gitmek, iki rekat "Tahiyyetül Mescid" namazı kılmak Kehf suresini okumak veya dinlemek mendubdur. Camiye giren kimse, eğer hutbeye başlanmamışsa, başkalarını rahatsız etmemek şartı ile hatibe yakın yere kadar gidebilir, değilde bulabildiği yerde oturur. Fakat yer bulamaz ve ilerideki saflarda boşluk bulunursa, zaruret gereği bu boş yerlerden birine gidebilir.
Hatib minbere çıkınca cemaatin dinleyip susması, selamlaşmaması, nafile namaz kılmaması gereklidir. Öyle ki , hutbede Peygamber Efendimizin'in mübarek isimleri anılınca, cemaatin "Salat ve Selam" 'da bulunmaları ve dinlemekle yetinmemeleri daha faziletlidir. İmam Ebu Yusuf'dan rivayete göre, bu durumda gizlice Salat ve Selam getirilir.
Cumanın başlanılmış ilk sünneti, hatibin minbere çıkması halinde, namazın vaciplerine riayet edilerek hemen tamamlanmalıdır. Cuma namazını, hutbe okuyan şahsın kıldırması daha faziletlidir. Cuma namazı henüz bitmeden imama uyan kimse, bu namazı tamamlar. İmamı teşehhüdde veya sevih secdesinde bulsa da hüküm aynıdır. İmam Muhammed'e göre, ikinci rekatın rüküundan sonra gelip imama uyan kimse, cuma namazı değil öğle namazını tamamlar.

Abdurrahman Kasım TÖK

Kaynaklar: Diyanet, İlmihal, Hadisler

0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler..